FARKLI CANLILARDA

Üremenin genetik şifresi çevresel koşullara bağlı oluşuyor. Her türünki farklı.

  • kurtlar sürü halinde avlandıkları için çekirdek aile, birbirine bağlı ve hiç ayrılmayan alfa çifti ve onların çocuklarından oluşan bir sürü var.
  • penguen çifti haftalar boyunca tek yumurtasını buza değdirmeden ayakları üzerinde tuttmak zorunda. Biri tutarken öbürü beslenmeye gidiyor ve eşini haftalarca aç ve yalnız bırakıyor. Bu iş derin bir aşk olmadan mümkün değil. Penguenler ömür boyu tek eşliler.
  • kurt, tilkii, penguen, albatros bu şekilde ömür boyu tek eşli yaşayan az sayıda türe örnekler. Üremenin aşamalarından 1-2 yaşandıktan sonra 3-4-5 aynı eşler arasında tekrarlanıp duruyor.
  • porsuk dişisi tek başına yavrusuna bakabiliyor, 1-2-3 eşli olarak, 4-5 dişi yalnız yapıyor. Her sezon süreç yeni eşle baştan başlıyor.
  • timsahta 1-2-3 eşli, 4 dişi tarafından yapılıyor, 5 yavruları ağzında suya taşıyana kadar, sonra yavrular kendileri büyüyor.
  • balıkta 1-2-3 eşli, 4-5 yok yumurtalar bırakılltıktan sonrası şansa kalıyor. Bazı balıklarda babanın yavrular çıkana kadar bekleyip onları koruduğu üreme kalıpları da var ama seyrek.
  • mercanlar kayaya bağlı yaşayan hayvanlar, 1-2 yok, 3 var ama aynı anda tohumları suya salarak yapılyor, 4-5 yok
  • yunuslarda seçmece yok, 1-2 es geçiliyor, 3 sürekli sürüdeki her birey arasında yaşanıyor, 4 dişinin sorumluluğunda, 5 dişinin sorumluluğunda ve sürünün desteği ile yapılıyor
  • aslanda erkek bir bölgeye hakim oluyor ve birçok dişiden oluşan bir harem kuruyor, 1-2 gereksiz olduğu için atlanıyor, 3 eşli, 4-5 dişinin sorumluluğunda sürünün desteği ile yapılıyor

Eş durumu çevresel koşullara göre değişiyor

Dolayısıyla üreme kalıbının tek bir doğrusu yok, koşullara göre genetik şifre değişiyor. Eş seçiminde bütün türler özen gösteriyorlar ama, eşlerin birbirine bağlıl kalma süresi çevre koşullarına bağlı olarak değişiyor.

  • çok az türde ömür boyu tek eşlilik var
  • bazı türlerde tek eşlilik bir yavru doğup kendine bakacak hale gelene kadar sürüyor,  sonrasında genetik şifre farklı bir kombinasyon istiyor, mevcut eşten birden soğutuyor, düne kadar hoş bulunan özellikler itici gelmeye başlıyor
  • memelilerin çoğunda babaya ihtiyaç kalmıyor, yavruyu dişi emziriyor, sürü büyütüyor
  • çok sayıda yumurtlayan balıklar, böcekler eşe sadece üreme aşamasında ihtiyaç duyuyor, doğduktan sonra da yavruyla uğraşmıyor, işi şansa bırakıyorlar
  • az sayıda yumurtlayan kuşlar yuvada oturup büyütüyor, yavruyu uçurana kadar eşler birlikte kalıyorlar, ertesi sene başka eş buluyorlar, buna karşın yumurtasını başka kuşun yuvasına bırakıp çocuğunu ona baktıran az sayıda kuş türü de var, bunlarda eşe gerek yok, eşe bağlılık da yok

Eşe ihtiyaç

Üremek için mikropların eşe ihtiyacı yok bölünüyorlar, ama gelişmiş tüm canlıların bir eşe ihtiyacı var. Çocuğu doğurma ve büyütme koşullarına bağlı olarak eşe duyulan bağlılığı tanımlayan genetik şifre de farklılıklar gösteriyor. Cinsel birleşmeye duyulan istek ve ihtiyaç da yaşam koşullarına bağlı olarak farklı şekilde genetik şifrelenmiş.

  • Dişinin cinsel birleşme isteği, üreme ile doğrudan bağlantılı. Üreme isteği yoksa cinsellik de olmuyor. Vahşi hayvanlarda dişi kurak sezonda yavrulamak istemiyor, birleşmeden kaçıyor.
  • Vahşi hayvanlarda erkek de cinsel birleşmeyi gereksiz kullanmıyor. Dişi üremeye hazırsa birleşme anlam ve önem kazanıyor. Dişi zaten eş aradığından davranışlarıyla bunu gösteriyor. Göstermese de feremonları koku ile çok uzaktan eş adaylarını çağırıyor. Erkek kendini göstermek, beğendirmek için çırpınıyor. Bazı durumlarda dişi üremeye hazırsa, erkeğin de gücü yetiyorsa, zor kullanabiliyor.
  • Bazı türlerde üremenin ideal zamanı, yavruların doğum ve büyüme mevsimi açısından belli ve sınırlı oluyor. Birleşme bir eğlence değil, çok uzaklardan gelinip katılınan zorunlu bir tören oluyor. Yengeçler hep birden karaya çıkıp çiftleşip ertesi gün denize dönüyor ve bir yıl görünmüyorlar. Somonlar binlerce kilometre yoldan gelip, doğdukları pınarı kokusundan buluyor, dişiler yumurtluyor, erkekler döllüyor, sonra ölüyorlar.
  • Dişi zamanın çoğunda üremeye hazır olursa, yavrunun doğduğu mevsim yaşama şansı üzerinde fazla etkili değilse, sürekli birleşme arayışı ve ihtiyacı olabiliyor. Örneğin yunuslar yüzerken oyun gibi sürekli çiftleşiyor, eş seçmiyor. Tavşanlar, domuzlar yıl boyunca defalarca doğurabiliyor. Bazı türlerde erkek ve dişi sürekli birleşiyor, yaşama tarzı bu.
  • Yabani yaşamda amaçsız ve sürekli birleşmeye pek rastlanmıyor. Çünkü her gün yemeğini bulmak için yeniden uğraşmak, her an yem olmamak için dikkat etmek, her daim bölgesini korumak için savaşmak zorunda olan hayvanlar sonuçsuz kalacak cinsel davranışları gereksiz buluyor, buna ayıracak fazla zamanları ve enerjileri yok. Dişi açısından durum daha kritik. Yavrunun doğacağı mevsim soğuk veya kurak olacaksa, felaketten kaçar gibi cinsellikten kaçıyor.
  • İnsan sürekli cinsellik peşinde olan türlerden. Kadın her mevsim doğurabilir. Benzer davranışları bazı başka türlerde görmek mümkün ama mutlaka bir benzerlik olması gerekmiyor. Doğada insanın yaşama koşullarına sahip başka canlı türü yok. Güvenliği polisle, beslenmeyi marketle sağlayan insanın cinselliğe zaman ayırmak gibi bir lüksü gelişmiş olabilir.
  • Cinsel birleşme mutluluk hormonu ile ödüllendirilen bir davranış kalıbı olduğu için yaşam alışkanlığı haline de geliyor. Sigara içmek gibi, bir amacı olmadan da yapılabiliyor.
  • Kısmi davranış kalıpları tekrarlandığında, o kısımla ilgili ödüllendirme hormonu salgılandığı için üreme davranış kalıbının sadece o kısım yapılabiliyor. Kendini tatmin de, her türlü “sapık” ilişki türü de bu açıdan bakılınca doğal olabilir. Homoseksüellik, pedofili, farklı türle birleşme, kendini tatmin hayvanlarda da var. Köpek besleyenler bunları yaşar, görür. Üremek için değilse bile, kısmi davranış kalıplarını uygulamak için eşe ihtiyaç var. Eşi yoksa, küçük köpek misafir bayanın bacağına tırmanır, bu durum doğal bulunur, üstünde durulmaz. İnsanın da her türlü “davranış bozukluğu” bu kadar doğaldır.