EŞCİNSELLİK

Tarihin her döneminde, her toplumda erkeklerde ve kadınlarda eşcinsellik hep vardı. Bugünün anlayışıyla özgür toplumlarda bu bir tercih olarak görülüyor ve teşvik ediliyor, tutucu kültürlerde ise arıza olarak görülüyor ve yasaklanıyor, cezalandırılıyor. Geçmiş kültürlerde olağan görüldüğünü kayıtlardan biliyoruz. Bugünkünden farklı yaşam tarzı da eşcinselliği teşvik ediyordu, ordu yıllarca savaşa gittiğinde seferde erkekler, evde kadınlar yalnız kalıyordu, harem için köleler hadım ediliyordu vb.

Eşcinsellik insanın içinden geliyor ve sosyal baskı ile değiştirilemiyor, baskılansa bile eninde sonunda dışa vuruluyor. Dolayısıyla içgüdüsel yani genetik olduğunu varsayabiliriz. Yani bu bir cinsel tercih değil, genetik bir özellik olmalı.

Yaklaşık olarak %10 gibi yüksek bir oranda ve her kültürde görüldüğü için, bunun genetik bir arıza veya talihsiz bir tesadüf olduğunu kabul edemeyiz. Tek yumurta ikizi %2, albino %1 civarındadır, genetik yapı mükemmeldir ve sürekli kendini onarır, %10 oranında görülen bir özellik sistematik hata olamaz.

Hayvan topluluklarında da eşcinsellik görülüyor. Onlarda da %10 gibi yüksek oranda rastlanıyor.

Eşcinsellik içgüdüsü, eş bulamama durumunda davranış kalıplarının kısmi de olsa uygulanabilmesi amacıyla gelişmiş olabilir. Yani etrafta yeterince karşı cinsten yoksa, aynı cinsten olanların bir kısmı karşı cinsin davranış kalıplarını benimsiyor, üreme hariç 1-2-3 kalıplarını uygulayarak mutluluk hormonlarını salıyor, mutlu oluyor. Brokeback mountain filmi bunu savunuyordu. Ancak etrafta yeterince karşı cins varken bile eşcinsel eğilimler görülüyorsa neden bu olamaz, veya sadece bu olamaz.

Bir genetik özellik milyonlarca yıl pekişerek tekrarlandıysa, bir amacı ve yararı olmalı. Tıpkı diğer genetik özellikler gibi gereken kadar dağılmış olmalı. Farazi rakamlarla verirsek, %2 liderlik, %5 öğretmenlik, %10 savaşçılık, %50 çocuk sevme, %80 cinsel arzu gibi genetik özelliklerin dağılım oranları topluluğu sürekli kılmaya yetiyorsa, %10 eşcinsellik de toplumda belli bir görev veya rol üstlendiği için olmalı.

Eşcinsel erkek cinsel rekabete girmeyeceği için örneğin erkekler ava gittiğinde eşlerini korumak için yanlarında kalması, genetik şifrenin tanımladığı bir görev olabilir.

Milyonlarca yıl süren ve genetiği belirleyen yabani yaşam hakkında yeterli bilgimiz yok, ancak kullandıkları araç gereçleri, duvara çizdikleri resimleri biliyoruz. Yerleşik düzene geçildikten sonra genetik şifrede öngörülen toplum düzeni epey değişti, teknoloji kullanmaya başladıktan sonra bir çoğu gereksizleşti. Muhtemelen medeniyeti hiç tanımamış topluluklarda saklı kalmış olmalı, ama nedense araştırmacılar Amazonlarda vb. keşfettikleri toplulukları incelerken bu konuya girmiyorlar.

44Eşcinselliğin şifresi, henüz medeniyeti tanımamış topluluklar daha iyi araştırıldığında anlaşılacak, genetik bilimi geliştiğinde bulunacaktır. Bu konuda yeterli bilgiye sahip değiliz ve çerçeveli odaların en önemli eksiği şimdilik bu konu.