ÇERÇEVELERİN ÖNEMİ

Çerçeveler farkı büyüklükte. Çerçeve ne kadar büyükse o ölçüde önemli demek. Tamamen genetik farklılıklar sonucu bu önem kişiden kişiye çok değişebiliyor.

  • Kiminin “çocuğum” çerçevesi büyük, çocuğuna çok önem veriyor, çocuğu için canını düşünmeden verebiliyor, çocuğu yoksa veya yanında değilse çocuk evlat ediniyor veya köpeğine çocuğu gibi davranıyor. Kiminin “çocuğum” çerçevesi küçük, çocuğu yük olarak görüyor ve hiç yapmıyor, kazara doğurursa hela deliğine atabiliyor veya kaderine terk edebiliyor.2
  • Kiminin “kabilem” çerçevesi büyük. Kabilesine çok önem veriyor, aşiretine veya takım taraftarlarına veya okul arkadaşlarına garip şekilde bağlanabiliyor, kiminin çerçevesi karanlık, o da kendini “bireyselliğe yatkın” olarak tanımlıyor, kalabalığa karışmak istemiyor.
  • Kiminin “yuvam” çerçevesi büyük, evini çok seviyor, onu süslüyor, evinde yaşamaktan mutlu oluyor, kimisi için akşam nerede kaldığı fark etmiyor, evine otel gibi kullanıyor.
  • Kiminin “besinim” çerçevesi büyük. Yemek dedi mi akan sular duruyor, işi gücü bırakıyor, ayin yapar gibi yemeğe oturuyor, kalkmak bilmiyor, gurme olmayı, yemekleri ayırt etmeyi çok önemli buluyor, etrafına bu felsefesini empoze etmeye çalışıyor. Kimininki karanlık, ne yediği fark etmiyor, acıkınca iki lokma atıp işi bitiyor.
  • Kiminin “eşim” çerçevesi büyük, birine aşık olduğu zaman dünya duruyor, her şeyini ona adıyor, el üstünde tutuyor. Ama gün gelip birinin resmi inince derhal yeni bir resim asıyor. Çok parlak başlayan evliliği kısa sürede bitiyor, ayrıldıktan çok kısa süre bir süre sonra yeni biriyle tanışıp hemen evleniyor. Kimisinin çerçevesi küçük, böyle bir ihtiyacı ve arayışı olmuyor, kiminle olduğu fark etmiyor veya sürekli bir eş aramıyor.
  • Kiminin “eş adaylarım” çerçevesi büyük, olabildiğince çok aday toplamaya bakıyor. Hatta aralarından birini seçip “eşim” çerçevesine asarsa, ötekilerden vazgeçmek zorunda kalacağından hiçbirini seçmiyor, hepsini birden elinin altında tutmaktan hoşlanıyor, sürekli de yeni adaylar bulmaya çalışıyor. “Ayıp olur” diye düşünmüyor, bunu hak ve görev olarak görüyor.
  • Kendi cinsine eğilim gösterenler ayrı bir genetik karışıklık, sorun çerçeveden resimden kaynaklanmıyor. Onlarda da aynı çerçeveler var ve kendi seçtikleri resimleri asıyorlar.