ODALARA GÖRE

BİREY odasının önceliklerinden kaynaklanan motivasyonlar vardır

  • Yemek bazıları için çok önemlidir. Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer derler ama, bu motivasyon sadece eş seçiminde öne çıkmaz. Kurabiye veren komşu çok sevilir, elinde pastayla gelen misafir hoş karşılanır, işçiler “ekmeğini yedikleri” patrona karşı gelemezler. Köpek seven cebinde birkaç “good boy” kurabiyesi, at seven birkaç şeker bulundurur. Motivasyonu bu yönde olanları kullanmak aslında çok kolaydır. Bazıları da birinde işe yaradı diye herkese aynı motivasyonu uygulamaya kalkar, her misafire zorla yemek yedirir.
  • Korunma bazıları için çok önemlidir. Kendilerini güvende hissettikleri ortamdan çıkmak istemezler. Kimi evini sevdiğine kendini inandırır dışarı çıkmaz, kimi işyerinden kovulmayacaksa çok kötü koşullara razı olur, kimi kendini koruyan biri var diye çeteye katılır. Motivasyonu bu yönde olanları kullanmak için vaatlerde bulunmak yeterlidir. Korunma ihtiyacında olan, hiçbir zaman gerçekleşmeyecek vaatlerle, gerçekleşebilecek vaatleri ayırt edemez.
  • Bölge bazıları için çok önemlidir. Beslenme bölgesini savunma içgüdüsel olarak vardır ve bazılarında çok yüksektir. Bunlar hep aynı kahveye veya bara gider, hep aynı köşeye oturur, hatta uçakta, sinemada bile hep aynı koltuğu isterler. Arabasını hep aynı yere park eder, biri onun yerine park ederse kavga çıkarırlar. İş yaşamında geniş odalar, büyük masalar, havalı koltuklar, plaka yazılı park yerleri, isim yazılı protokol koltukları bu içgüdüyü tatmin eder. Herkeste benzer içgüdü olduğu için en geniş “bölgesi” olan en güçlü olarak algılanır. Bölge motivasyonlu olanlara büyük oda vermek, kapısının önüne sekreter oturtmak yeter, çok maaş almasa da işten ayrılıp küçük odası olacağı bir işe geçemez.
  • Bilgi bazıları için çok önemlidir. Yeni bir şey öğrendikleri sürece başkaca bir karşılık almadan çalışırlar. Bilgileri övülünce parayı ve diğer önceliklerini unutur, motive edenin adeta emrine girerler. Akıllı işadamları bilgi motivasyonlu kişileri kapıda karşılar, iltifat eder, “hocam” diyerek itibar gösterir, bedava kullanırlar. 

AİLE odasının önceliklerinden kaynaklanan motivasyonlar vardır

  • Çekicilik bazıları için çok önemlidir. Karşı cinsten daha fazla insanın dikkatini çekebilecekse her şeyi yaparlar. Erkek kadın farketmez, biraz iltifatla onlara her şey yaptırılabilir. Yalan olduğu açıkça belli bile olsa iltifata karşı duramazlar. Bu tür motivasyonu öğrenmiş olanlarsa herkese uygulamaya kalkarlar, motivasyonu böyle olmayanlar davranışlarından rahatsız olur, onları “yalakalıkla” suçlarlar.
  • Üremek bazıları için çok önemlidir. Her göz kırpanın peşinden giderler, en ufak bir umut varsa herşeyi yaparlar. En sık kullanılan motivasyonlardan biri budur. Genetik şifrenin farklılığından ötürü çok güzel olmada da kadınlar biraz cilveyle erkeklere istediklerini yaptırır veya satarlar. Görünüşü veya davranışıyla çekici olmayı başaran erkekler de kadınları motive edebilir ama bu daha seyrek görülür. Motivasyonun kararını iyi tutturmak gerekir, “gösterip vermemek” uzun vadede ters etki yapabilir.
  • Şefkat göstermek bazıları için çok önemlidir. Çocuklara şefkat gösterecekler diye az maaşlı öğretmenlik, bakıcılık gibi işler yapabilirler. Korumacı duygularına hitap edildiğinde herkese sonuna kadar yardım edebilirler. Zayıflık göstermek ve şefkatine sığınmak en geçerli motivasyon yöntemidir.

TOPLUM odasının önceliklerinden kaynaklanan motivasyonlar vardır.

  • Kabul edilmek bazıları için çok önemlidir. Değer verdikleri, kabileleri olarak gördükleri kişiler tarafından motive edilebilirler. Kabile içinde vazgeçilmez bir yeri olduğunu, insanlarının onu kusurları ve eksikleri ile olduğu gibi kabul ettiğini düşünmek onlar için çok önemlidir. Takdir sözcükleri onlara her şeyi yaptırabilir.
  • Sayılmak bazıları için her şeyden daha önemlidir. Sevgi, şefkat değil saygı isterler. “Saygıdeğer” imajları bozulacak diye korkar, doğal davranışlarını frenlerler. Saygı ifade eden ünvanlar, davranışlar, prestij objeleri ile kolayca etkilenebilirler.
  • Sevilmek bazıları için çok önemlidir. Kabilesi olarak gördüğü kişilerden sevgi görmeyi beklerler. Önemsiz hediyeleri insanların sevgileriyle bütünleştirdiği için atamaz saklarlar. Kendileri de herkese sevgilerini gösterir, erkek-kadın, çoluk-çocuk herkese telefonu kaparken “seni seviyorum” derler. Sevgi gösteren sözcükler, küçük hediyelerle kolayca yönlendirilirler. Ama tutarsız davranış gösterilir ve sevginin sahte olduğundan şüphe ederlerse hayal kırıklığı içinde tamamen soğurlar.
  • Takdir edilmek bazıları için her şeyden önemlidir. Kabileleri içinde görev edindikleri şeyi iyi yapmaya çalışır, bunun fark edilmesinden ve onaylanmasından hoşlanırlar. “Görev insanı”dırlar. Görev olarak gördükleri şeyin ne olduğu anlaşılır ve takdir edilirse bunu yapmayı kesintisiz sürdürebilirler. Başka bir şey yaptırılmak istendiğinde telkinle önce görev olarak benimsemeleri, sonra yapmaları sağlanabilir. Alkış en büyük motivasyondur. “Sahne tozu yutmak” buradan çıkmış bir terimdir, tiyatrocuya alkış yeter, parasız da çalışır.
  • Baş olmak bazıları için çok önemlidir. Etrafındakilerden üstün olmak, onlar adına kararlar vermek, etrafındakilere emretmekten hoşlanırlar. Hep kendi dedikleri yapılsın ister, dediğini yapanlarla birlikte olurlar. Kendisine itiraz eden, emir veren başka kişilerin olduğu çevrelere girmekten kaçınırlar. Kendi “çete”lerini kurar, sürekli onlarla birlikte olmak isterler. Motive etmek gerekiyorsa bu durumu kabullenmek ve hissettirmek gerekir. Astların üstlerini kullandığı durumlar böyle motivasyonlarla sağlanır. “En büyük başkan sensin” denilerek zamanını, parasını harcaması sağlanır. “Çok güzel emir verdiği” söylenerek istenilen şey yaptırılır. “Baş ol da soğan başı ol” atasözü buradan çıkmış olsa gerek.
  • Yönlendirilmek bazıları için motivasyon nedenidir. Kararsızlık içinde bocalar, kendi kararlarından memnun olmazlar, ne yapsalar pişman olurlar. Bu gibi kişiler kendilerine ne yapacaklarının söylenmesinden mutlu olurlar. Kendilerine yol gösteren, emreden kişilerin yanından ayrılmazlar. Onların bu eğilimini görüp emretmek yetmez, onların içinde bulundukları koşulları iyi anlamak, onlar için en doğru kararı verdiğine ikna etmek gerekir.